Güvercinadası’na giden taş köprüyü geçerken akşam çökmüştü. Gözlerim denizin üstüne yansıyan ay ışığını izlerken, adanın ucundaki eski fener dikkatimi çekti. Oraya vardığımda, fenerin gövdesine yaslanmış uzun saçlı bir kadın belirdi. Gözleri, gecenin karanlığında bile belirgin; bakışları sessiz ama çağrılıydı. Adımlarımı yavaşlattım, çünkü karşımdaki kadının duruşunda bir şey vardı. O kadın Moldovalı Escort Kuşadası Mirela’ydı.
“Burası fısıltıların saklandığı yer,” dedi hafif bir Moldovca aksanıyla. Sesi alçak, ama dikkat çekiciydi. Teninden yayılan yumuşak yasemin ve reçine kokusu, gecenin serinliğinde içimi ısıttı. İç sesim fısıldadı: “Bu yalnızca bir gece değil, bir arzunun sessizce uyanış anı.”
Mirela, taşlara oturup yanıma yerleşti. Parmaklarımız hafifçe temas ettiğinde, gecenin tüm sessizliği o tek dokunuşta yankı buldu. Bu bir başlangıçtı; dokunuşu, hem tensel bir yakınlık hem de içten bir rızayla doluydu. Ay ışığı fenerin metal yüzeyinden yüzüne vurduğunda, gözlerindeki tutku daha da belirginleşti. Geçiş sözcükleriyle anlatmak gerekirse; önce karanlık sardı, sonra bakışlar kesişti, nihayet bedenler yakınlaştı.
“Fener hep burada yanar,” dedi hafifçe gülümseyerek, “ama bazı geceler yalnızca bir kişi için ışık verir.” Bu söz, beni sadece kendisine değil; o gecenin içindeki gizli arzuya da yaklaştırdı. Fener, rüzgârda hafifçe inledi; o iniltinin içinde, ikimizin sessiz dokunuşları yankılandı.
Şimdi Moldovalı Escort Kuşadası Mirela’nın fenerde yanan gizli arzularına adım at ve bu tutkulu gecede yerini al!
