Kuşadası limanında rüzgâr hafifti. Tahta iskelenin ucunda, denize dönük bir kadın duruyordu. Gecenin sessizliğiyle birlikte o da sabit, kararlı bir görüntüydü. Ayakta Sevişen Escort Kuşadası ilanında tanıştığım Aybike, rüzgârı değil, beni durduruyordu.
Üzerinde ten rengi bir elbise vardı. Kumaş, bacaklarının arasından hafifçe savruluyor, ama hiçbir detayı gizlemiyordu. Elini iskeledeki paslı metal direğe koydu. “Burada eğilme,” dedi. “Çünkü bu an, yere değil bana ait.” Gözleri sabitti, sesi rüzgârla yarışıyordu.
Yanına yaklaştım. Sırtıma değen rüzgârla birlikte göğsüme değen vücudu birbirine karıştı. Kalçalarını kendine bastırdı, ellerini belime doladı. Ayakta olmak, onunla sadece fiziksel bir duruş değil; birlikte yükselmenin adıydı. Gecenin sessizliğinde sadece ayaklarımızın altında gıcırdayan tahta sesi vardı.
İskele sallandıkça dengemizi birbirimizde bulduk. Ne diz çöktük, ne yaslandık. Ayakta kalan iki beden değil, iki istekti. Göğüsleri terle parıldıyor, dudakları aralık ama sessizdi. Tenimize dokunan rüzgâr bile utançla çekilmişti.
Aybike’yle birlikte olmak, eğilmeden yaşanacak en yüksek temas biçimiydi. Gecenin sonunda tek bildiğim, o tahtaların üzerinde neyin titrediği değildi; benimle birlikte onunla neyin sabitlendiğiydi.
Eğer sen de Kuşadası’nda ayakta ama derin bir dokunuş istiyorsan, Ayakta Sevişen Escort Kuşadası ilanlarında Aybike seni bekliyor.
Çünkü onunla eğilmeden dokunursun en derine.
