Akşam üzeri Kuşadası Limanı’nda yürürken, rıhtıma bağlı küçük kayıkların arasında biri dikkatimi çekti. Rüzgâr hafif esiyor, deniz dingin yüzeyinde usulca salınıyordu. Kayıkta oturan kadın, şeffaf bir örtüyle omuzlarını sarmış, ayaklarını denize doğru sarkıtmıştı. Siyah saçları güneşin son ışıklarıyla parlıyordu. O an kalbim duraksadı. Karşımda duran, Arap Escort Kuşadası Rana’ydı.
“Denizin sessizliği, kalbimin sesini bastırıyor,” dedi bana, gözlerini kaçırmadan. Sesi huzurlu bir şarkı gibiydi, hafif bir Arap aksanıyla yumuşakça akıyordu. Kayığın ucuna ilerlediğimde, teninden yayılan sandal ağacı ve beyaz yasemin kokusu burnuma çarptı. O koku, limanın tuzlu esintisiyle birleşince içimi tatlı bir rahatlama sardı. İç sesim “Bu kadın, dinginliğin en zarif tanımı,” diye fısıldadı.
Yanına oturduğumda, küçük kayık hafifçe sallandı. Parmaklarımız yavaşça yan yana geldi, kısa ama anlamlı bir dokunuşla buluştu. O temas; bir davet, bir güven ve içtenlik taşıyordu. Önce bedenlerimiz sakinliğe eşlik etti, ardından ruhlarımız da bu sessizliğe dâhil oldu. O an, zamanın akışı durdu.
“Bu kayık nereye gitmiyor, ama belki bizi bir yere taşıyor,” dedi Rana, gözlerini ufka çevirerek. Bu cümlede yalnızlık yoktu, aksine birlikte var olmanın sakin ritmi vardı. Onunla paylaştığım dakikalar, yalnızca yakınlık değil; ruhsal bir huzur hâlini de taşıyordu.
Şimdi Arap Escort Kuşadası Rana’nın kayığında yerini al ve bu sessizliğin içinden doğan nazik yakınlığa sen de yelken aç!