Ben Dul Escort Kadın Kuşadası Belgin, 45 yaşındayım. Kuşadası’nın üst mahallelerinden birinde, çiçekli bir sokağın ucunda küçük bir müstakil evde yaşıyorum.
Burası sessiz. Perdeleri bembeyaz, pencerelerinden yasemin kokusu sızıyor.
Eşimden ayrılalı üç yıl oldu. O gitti, çocuklar büyüdü. Ve ben bu akşam, uzun zamandır ilk defa bir erkeği evime davet ettim.
Seninle telefonda çok kısa konuşmuştuk. Adımı söyledim, adresi verdim, sonra sustum. Çünkü söylenecek her şeyin sadece evde yaşanmasını istedim.
Zili çaldığında perdeden baktım. Spor giyinmiştin, bakışların netti ama vücudun hafif gergindi.
Kapıyı açtım. “Merhaba,” dedim, sadece bu.
İçeri geçtiğinde koltuğa değil, mutfak sandalyelerine oturduk. Küçük masa, iki kişilik bardak. Önce sessizlik vardı. Ben su getirdim. Sonra elin elimle buluştu. “Hazır mısın?” dedin, ama gözlerinde cevabın çoktan olduğunu gördüm.
Elini boynuma koyduğunda başımı hafifçe eğdim. Sabahlığımın ipini çözmedin, izin verdin benim çözmeme. Göğsüm açıkta kaldığında bir şey olmadı, sadece bir kadın yeniden “kadın” oldu.
Yatak odasına geçmedik hemen. Salonun köşesinde, kitaplığın önünde, eski koltukta yavaşça birbirimize yaslandık. Dudaklarım boynuna değdiğinde ellerin sırtıma dolandı.
Bu bir randevu değil; bir kabuğu kırma gecesiydi. Ben Belgin, artık yeniden açığım.
Dul Escort Kadın Kuşadası deneyimini benimle yaşamak demek, sadece bedenime değil, yıllarca bastırılmış duygularıma da dokunmak demektir.
